GIDA ENFLASYONU TARLADA BAŞLAR
→ Raf fiyatı vitrinlerde değil, üretim kararlarının alındığı yerde
şekillenir
Gıda enflasyonu çoğu zaman yanlış bir adreste tartışılıyor.
Kamuoyunda fiyat artışları market rafları, aracılar ya da perakende zincirleri
üzerinden okunuyor. Oysa gıda fiyatlarının yönünü belirleyen ana dinamik, tarla
aşamasında kurulan ya da kurul(a)mayan üretim ve maliyet sistemidir. Tarım
savunuculuğu açısından mesele, fiyatı baskılamak değil, fiyatı doğuran
yapıyı doğru tasarlamaktır.
Gıda enflasyonunun ilk ve en güçlü nedeni, girdi
maliyetlerindeki kontrolsüz artıştır. Gübre, yem, mazot, enerji ve
finansman maliyetleri üreticinin maliyet tabanını her sezon daha yukarı
taşımaktadır. Üretici bu artışı çoğu zaman ürün fiyatına anında yansıtamaz.
Hasat döneminde yoğun arz baskısı, fiyatları aşağı çekerken maliyetler yukarıda
kalır. Sonuçta üretici zarar eder, üretimden çekilir ya da bir sonraki sezon
daha az eker. Bu kırılma, bir süre sonra arz daralmasına ve raf fiyatlarının
sert yükselmesine neden olur. Enflasyon, burada sessizce filizlenir.
İkinci temel neden, maliyet zincirinin kopukluğudur.
Üretim, işleme, lojistik ve perakende aşamaları arasında şeffaf ve izlenebilir
bir maliyet akışı bulunmadığında, sistem kendi içinde savrulur. Tarlada oluşan
maliyet ile raftaki fiyat arasındaki fark, spekülasyona açık bir alan yaratır.
Üretici neden ucuza sattığını, tüketici neden pahalı aldığını anlayamaz. Bu
belirsizlik, güveni aşındırır ve fiyat algısını bozar. Oysa gıda fiyatları,
gizemli değil hesaplanabilir olmak zorundadır.
Üçüncü neden, planlama eksikliğinin fiyat dalgalanmasını
derinleştirmesidir. Hangi ürünün nerede, ne kadar üretileceğine dair
sağlıklı bir veri seti ve pazar sinyali olmadığında, bazı ürünlerde yığılma,
bazılarında ise açık oluşur. Bu dengesizlik, bir yandan ürün fazlası nedeniyle
fiyatları düşürürken, diğer yandan ithalat baskısını artırır. İthalat, kısa
vadede fiyatı baskılıyor gibi görünse de orta vadede yerli üretimi zayıflatarak
enflasyonu kalıcı hale getirir.
Bu tablo karşısında çözüm, geçici fiyat müdahaleleri
değildir. Çözüm, ürün bazlı maliyet izleme ve erken uyarı sistemi
kurmaktır. Tarla aşamasından başlayarak girdi maliyetleri, üretim miktarı,
lojistik kapasite ve pazar talebi eş zamanlı izlenmelidir. Bu sistem, hangi
üründe maliyet baskısının arttığını, hangi bölgede arz riski oluştuğunu önceden
gösterir. Böylece kamu, kriz çıktıktan sonra değil, kriz oluşmadan önce
müdahale edebilir.
Tarım savunuculuğu burada net bir ilke ortaya koyar. Gıda
enflasyonu markette başlamaz, tarlada başlar. Raf fiyatlarını kalıcı
biçimde düşürmek isteyen her politika, önce üreticinin maliyetini, gelirini ve
üretim kararını güvence altına almak zorundadır. Aksi halde yapılan her
müdahale, sorunu ötelemekten öteye geçmez. Gerçek çözüm, gıdayı ucuzlatmak değil,
gıdayı akıllı bir sistemle üretilebilir kılmaktır.

0 Yorumlar