Flash

6/recent/ticker-posts

TARIMDA KAMU, PİYASA VE SAHANIN DİLİ AYNI OLMALIDIR

 


TARIMDA KAMU, PİYASA VE SAHANIN DİLİ AYNI OLMALIDIR
→ Aynı veriye bakmayan aktörler aynı hedefe yürüyemez

Tarımda sorunların önemli bir bölümü üretim yetersizliğinden değil, iletişim ve koordinasyon yetersizliğinden büyür. Kamu kendi göstergesine, piyasa kendi fiyat sinyaline, saha ise kendi günlük gerçekliğine bakıyorsa, herkes doğruyu söylediğini düşünür ama ortak bir doğruda buluşamaz. Bu nedenle tarımda en stratejik ihtiyaç, yeni bir proje değil, ortak bir dil kurmaktır. Bu dil, sloganlarla değil, aynı tanım setine dayanan ortak veri ile kurulur. Çünkü aynı veriye bakmayan aktörler aynı hedefe yürüyemez.

Birinci kırılma noktası, saha gerçeği ile politika araçları arasındaki kopukluktur. Çiftçinin tarlada yaşadığı maliyet baskısı, girdi erişimi, işgücü sorunu, su kısıtı ve pazar bağlantısı çoğu zaman politika tasarımında yeterince görünür olmaz. Politika aracı doğru niyetle kurgulansa bile sahaya indiğinde beklenen etkiyi üretmeyebilir. Çünkü tasarımın beslendiği veri, sahadaki gerçek ritmi yakalamıyordur. Sonuç olarak destek hedefe ulaşmaz, denetim doğru riske gitmez, müdahale zamanlaması şaşar. Sahada “anlatılan” ile “yaşanan” arasındaki mesafe büyüdükçe güven zayıflar, gönüllü uyum düşer.

İkinci kırılma noktası, piyasa verisi ile üretim verisinin entegre olmamasıdır. Piyasa, fiyat üzerinden sinyal verir. Saha ise üretim, verim, kalite ve maliyet üzerinden konuşur. Eğer fiyat verisi, ürün bazında üretim verisiyle, stok ve lojistik akışla, maliyet göstergeleriyle aynı ekranda birleşmiyorsa, piyasa yanlış okunur. Yanlış okunan piyasa, yanlış üretim kararına dönüşür. Yanlış üretim kararı da bir sonraki sezonda arz dalgalanmasını büyütür. Bu kısır döngü, tarımda enflasyonu da ithalat baskısını da artıran görünmez bir koordinasyon sorunudur.

Üçüncü kırılma noktası, krizde koordinasyon zaafıdır. Kriz anlarında en büyük kayıp, ürünün kendisinden önce zaman kaybıdır. Kurumlar farklı veri setleriyle hareket ediyorsa, önce durum tespiti tartışılır, sonra karar alınır. Bu gecikme, piyasada panik üretir, spekülasyonu büyütür, üreticinin de tüketicinin de güvenini aşındırır. Kriz yönetimi, merkeziyetçilikle değil, önceden kurulmuş ortak dil ve protokolle başarıya ulaşır.

Çözüm paketi, üç net adımla kurulmalıdır. Birincisi, ürün, kalite, maliyet, stok, fire, fiyat, arz açığı gibi temel kavramları tek çerçevede tanımlayan Ortak Veri Sözlüğü. Her kurum ve paydaş, aynı kavramı aynı şekilde ölçmeli ve raporlamalıdır. İkincisi, kamu, piyasa temsilcileri ve saha aktörlerini düzenli biçimde aynı masada buluşturan Kurumsal Koordinasyon Masası. Bu masa bir toplantı rutini değil, karar öncesi senaryo okuma ve eşgüdüm mekanizması olmalıdır. Üçüncüsü, kamuoyuna ve sektöre güven verecek Aylık Şeffaf Gösterge Seti. Ürün bazında arz sinyali, maliyet trendi, fiyat bandı, stok ve lojistik akış göstergeleri düzenli yayımlanmalı, böylece piyasanın dili netleşmelidir.

Tarım savunuculuğu, kimin haklı olduğunu tartışmak değil, doğruyu hızlı üretecek sistemi kurmaktır. Kamu, piyasa ve saha aynı veriye bakmaya başladığında, destekler hedefe daha doğru gider, üretim kararları rasyonelleşir, krizler büyümeden yönetilir. Ortak dil, tarımda verimlilik kadar stratejik bir altyapıdır.

Yorum Gönder

0 Yorumlar