Flash

6/recent/ticker-posts

TARIMDA YATIRIM, TEŞVİKLE DEĞİL ÖNGÖRÜYLE GELİR

 


TARIMDA YATIRIM, TEŞVİKLE DEĞİL ÖNGÖRÜYLE GELİR
→ Yatırımcı belirsizliğe değil, yönetişime para koyar

Tarımda yatırım, yalnızca sermaye akışı değildir, aynı zamanda bir güven sözleşmesidir. Bu sözleşmenin dili teşvik kadar, hatta çoğu zaman teşvikten daha fazla, öngörü, şeffaflık ve yönetişimtir. Çünkü yatırımcı için asıl soru, bugün hangi destek verildiği değil, yarın oyunun kurallarının değişip değişmeyeceğidir. Tarım, doğası gereği risk barındırır. İklim, biyoloji ve piyasa dalgalanması yatırımcı için zaten vardır. Bu risklere bir de politika ve veri belirsizliği eklendiğinde, yatırım iştahı yavaşlar ve maliyet yükselir.

Birinci kritik gerçek, politika ve fiyat belirsizliğinde yatırımın yavaşlamasıdır. Üretim kararları en az bir sezon, birçok yatırım kararı ise birkaç yıl perspektif ister. Eğer alım politikaları, ithalat kararları, destek kurgusu ve piyasa müdahaleleri öngörülemezse, yatırımcı fizibiliteyi kilitleyemez. Geri dönüş süreleri uzar, risk algısı büyür, yatırım ertelenir. Bu erteleme, sadece yeni yatırımı değil, mevcut kapasitenin modernizasyonunu da frenler. Sonuçta rekabet gücü geriler, verimlilik artışı yavaşlar, arz istikrarı zayıflar.

İkinci kritik gerçek, veri şeffaflığı olmayan pazarda risk priminin artmasıdır. Tarım piyasalarında fiyat oluşumu, arz sinyali, stok düzeyi, ithalat ihracat akışı ve maliyet dinamikleri yeterince açık ve tutarlı izlenemediğinde, yatırımcı belirsizliği fiyatlar. Bu, finansman maliyetinin yükselmesi anlamına gelir. Risk primi yükseldikçe kredi koşulları zorlaşır, teminat baskısı artar, ölçeklenme gecikir. Bu noktada en önemli kayıp, paranın pahalılaşması değil, güvenin pahalılaşmasıdır. Çünkü güven pahalılaştığında, yatırımın yönü tarımdan başka alanlara kayar.

Üçüncü kritik gerçek, ölçeklenebilir model eksikliğinde finansmana erişimin zorlaşmasıdır. Yatırımcı ve finans kuruluşları, sahada tekrarlanabilir, ölçülebilir ve denetlenebilir bir işletme modeline bakar. Aynı ürün için her işletmenin bambaşka süreçle ilerlediği, kayıtların dağınık olduğu, satış kanalının belirsiz kaldığı bir yapı, finansman açısından yüksek işlem maliyeti üretir. Ölçeklenebilirlik yoksa, yatırımın büyümesi de yavaşlar. Tarımda sermayenin kalıcılaşması için bireysel başarı hikâyelerinden daha fazlası gerekir, model gerekir.

Çözüm paketi üç omurgada netleşmelidir. Birincisi, ürün bazında 3 yıllık ürün perspektifi. Hangi ürünlerde hangi arz hedefi, hangi verimlilik eşiği, hangi ihracat iç piyasa dengesi hedefleniyor, bu çerçeve takvimli biçimde ilan edilmelidir. İkincisi, pazar şeffaflığı. Ürün bazında fiyat, maliyet, arz sinyali ve kalite sınıfları düzenli raporlanmalı, piyasa dili veriye dayanmalıdır. Üçüncüsü, yatırımcı için standart proje şablonları. Fizibilite, risk planı, sözleşmeli satış kurgusu, izlenebilirlik ve çevresel uyum modülleri standartlaştırılmalı, yatırım süreçleri hızlandırılmalıdır.

Tarım savunuculuğu, yatırımcıyı teşvikle ikna etmek değil, öngörüyle cesaretlendirmektir. Para belirsizliği sevmez. Tarımda güven veren şey, slogan değil, kurala bağlı ve ölçülebilir bir yönetişim mimarisidir. Bu mimari kurulduğunda teşvikler destek olur, fakat yatırımın asıl motoru yine öngörü olur.

Yorum Gönder

0 Yorumlar