TARIMDA İLETİŞİM, KRİZ ANINDA DEĞİL SÜREKLİLİKTE KAZANIR
→ Tarım iletişimi süreklilik ister, kriz dili sistemi aşındırır
Tarım, yalnızca üretim faaliyetlerinin toplamı değildir, aynı zamanda toplumun güven duygusunu ayakta tutan stratejik bir sistemdir. Bu sistemin toplumsal kabulü, üreticinin motivasyonu, tüketicinin güveni ve piyasanın istikrarı büyük ölçüde iletişim iklimiyle şekillenir. Tarım iletişimi kriz anlarında yükselen bir ses değil, normal zamanda kurulan sürekli güven altyapısı olmalıdır. Çünkü kriz dili, kısa vadede dikkat çeker, uzun vadede sistemi aşındırır. Süreklilikle yönetilmeyen iletişim, tarımın gerçek sorunlarını çözmek yerine, algıyı yoran bir gürültüye dönüşür.
Birinci kırılma noktası, kriz diliyle üreticinin motivasyonunun düşmesidir. Sürekli kriz anlatısı, üreticiyi görünmez bir psikolojik baskının içine iter. Üretici, zaten iklim, maliyet ve piyasa dalgalanmalarıyla mücadele ederken, kamuoyunda tarımın daima “yetersiz, riskli, sorunlu” bir alan gibi sunulması, mesleki prestiji zayıflatır. Bu zayıflama sadece moral meselesi değildir. Yatırım kararlarını, gençlerin tarıma bakışını, üretimde kalma iradesini doğrudan etkiler. Sonuçta üretim sürdürülebilirliği, yalnızca teknik değil, aynı zamanda itibar ve gelecek beklentisi yönetimidir.
İkinci kırılma noktası, tüketicide güvensizliğin artmasıdır. Kriz dilinin en hızlı etkisi, tüketicide “yarın daha kötü olacak” hissini büyütmesidir. Bu his, spekülasyona açık alanları genişletir, fiyat algısını bozar, stok davranışını tetikler. Tüketici güveni zayıfladığında piyasa rasyonel çalışmaz. Bu nedenle tarımsal iletişim, tüketiciyi korkutan değil, güveni veriyle kuran bir çerçevede ilerlemelidir. Güven, sloganla değil, şeffaflık ve doğrulanabilir bilgi ile büyür.
Üçüncü kırılma noktası, başarı hikâyelerinin görünmez kalmasıdır. Tarımın sahasında inovasyon, iyi uygulama, verimlilik artışı, su tasarrufu, kalite standardı, izlenebilirlik, kooperatif başarısı gibi çok sayıda olumlu örnek vardır. Ancak bu örnekler görünür kılınmadığında, toplum tarımı sadece kriz manşetleri üzerinden okur. Bu okuma biçimi, tarımın dönüşüm kapasitesini örter, kamuoyunun destek verme isteğini azaltır, paydaşlar arasında güven açığı üretir. Başarı hikâyeleri, “propaganda” değil, sistemin neyi doğru yaptığını gösteren öğrenme kanıtlarıdır.
Çözüm paketi üç net araçla kurulmalıdır. Birincisi, Ulusal Tarım İletişim Endeksi. Bu endeks, sektörün iletişim performansını ölçen bir gösterge seti olmalıdır. Krizlere yanıt hızı, şeffaf bilgi paylaşımı, olumlu saha örneklerinin görünürlüğü, yanlış bilginin düzeltilme kapasitesi, üretici ve tüketici güven göstergeleri gibi başlıklar izlenebilir hale getirilmelidir. İkincisi, şeffaf veri anlatısı. Tarımda fiyat, arz, maliyet, kalite ve risk göstergeleri düzenli, anlaşılır ve doğrulanabilir biçimde kamuoyuna aktarılmalıdır. Veri gizlenirse söylenti büyür, veri anlaşılır sunulursa güven büyür. Üçüncüsü, rol model ve başarı platformu. Gençlere, üreticilere ve tüketicilere tarımın gerçek yüzünü gösteren, iyi uygulamaları sistematik olarak toplayan, örnekleri çoğaltan bir görünürlük mekanizması kurulmalıdır.
Tarım savunuculuğu, tarımı tartışmanın değil, tarımı doğru anlatmanın ve doğru yönetecek zemini kurmanın adıdır. Tarımda iletişim, kriz anında kazanılmaz. Süreklilikte, veride, güvende kazanılır.

0 Yorumlar