Flash

6/recent/ticker-posts

ÖNCE PAZAR, SONRA ÜRETİM

 

ÖNCE PAZAR, SONRA ÜRETİM
→ Pazarı kurulmamış üretim, çiftçiyi belirsizliğe iter

Tarımda en sık yapılan stratejik hata, üretimi pazarın önüne koymaktır. Yıllardır çiftçiye “daha çok üret” denilmiş, ancak üretilenin kime, hangi koşulla ve hangi fiyattan satılacağı netleştirilmemiştir. Bu yaklaşım, üretimi artırmış gibi görünse de çiftçinin gelirini istikrara kavuşturamamış, aksine belirsizliği derinleştirmiştir. Tarım savunuculuğu açısından burada mesele üretim miktarı değil, üretimin hangi pazar mimarisi içinde yapıldığıdır.

Pazarı kurulmamış üretimin ilk sonucu, fiyat dalgalanmalarıdır. Çiftçi ekim kararını verirken çoğu zaman gelecek sezonun fiyatını bilmez. Hasat zamanı geldiğinde ise arzın yoğunlaştığı dönemlerde fiyatlar hızla düşer. Aynı ürün, bir yıl yüksek gelir sağlarken ertesi yıl maliyetini dahi karşılamayabilir. Bu dalgalanma, çiftçinin emeğini ve yatırımını değersizleştirir. Gelirin öngörülemediği bir ortamda, tarım sürdürülebilir bir meslek olmaktan çıkar.

İkinci sorun, ürün fazlası ile ithalat baskısının aynı anda yaşanmasıdır. Plansız üretim, bazı ürünlerde yığılmaya yol açarken, başka ürünlerde arz açığı oluşur. Bu çarpık yapı, iç piyasada fiyat düşüşlerine neden olurken, ithalat kapısını da açık tutar. Çiftçi ürününü satamazken, ülke başka bir ürünü ithal etmek zorunda kalır. Bu durum, üreticinin sisteme olan güvenini zedeler ve tarımsal planlamanın ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gösterir.

Üçüncü ve en yıkıcı sonuç ise pazara erişemeyen üreticinin borçlanmasıdır. Ürününü değerinde satamayan çiftçi, bir sonraki sezon için girdi almak zorunda kalır. Bu da krediye, borca ve çoğu zaman yüksek faizli finansmana yönelmek anlamına gelir. Pazarı olmayan üretim, çiftçiyi üretici olmaktan çıkarıp borç yönetmeye çalışan bir aktöre dönüştürür. Bu döngü, kırsalda çözülmenin ve tarımdan kopuşun temel nedenlerinden biridir.

Çözüm nettir ve parçalı değil paket halinde ele alınmalıdır. Sözleşmeli üretim, çiftçiye hasat öncesinde pazar güvencesi sağlar. Alıcı garantisi, üretimin boşa gitmeyeceğini teminat altına alır. Şeffaf maliyet tablosu ise fiyatın nasıl oluştuğunu hem üreticiye hem alıcıya açık biçimde gösterir. Bu üçlü yapı birlikte kurulduğunda, üretim planlanabilir hale gelir, gelir öngörülebilir olur ve çiftçi yeniden sistemin merkezine yerleşir.

Sonuç olarak tarımda asıl soru şudur. Önce üretip sonra pazar mı arayacağız, yoksa önce pazarı kurup üretimi onun üzerine mi inşa edeceğiz. Tarım savunuculuğu, ikinci yolu savunur. Çünkü tarımı ayakta tutan şey yalnızca toprak değil, pazarı olan üretimdir.


Yorum Gönder

0 Yorumlar