Flash

6/recent/ticker-posts

Gıda Arz Güvenliği Stok Değil Sistemdir

 



GIDA ARZ GÜVENLİĞİ STOK DEĞİL SİSTEMDİR
→ Depolarla değil, planlı üretim ve pazar yönetişimiyle güvenlik sağlanır

Gıda arz güvenliği çoğu zaman yanlış bir yerden tartışılıyor. Kamuoyunda ve politika metinlerinde konu hâlâ ağırlıklı olarak stok miktarı, depo kapasitesi ve acil durum rezervleri üzerinden ele alınıyor. Oysa gıda güvenliği, raflarda tutulan ürünle değil, üretilen gıdanın doğru zamanda, doğru yerde ve doğru fiyatla akabilmesiyle sağlanır. Tarım savunuculuğu tam da bu noktada, sorunu doğru yerinden tanımlamayı gerektirir.

Bugün yaşanan kırılganlıkların temelinde, üretimden pazara uzanan zincirin parçalı ve kopuk yapısı vardır. Üretim kararları pazar sinyali olmadan alınmakta, lojistik ve işleme kapasitesi ürün desenine göre planlanmamakta, fiyat yönetimi ise çoğu zaman kriz anlarında geçici müdahalelerle yürütülmektedir. Bu yapı, en güçlü stokların dahi kısa sürede erimesine neden olur. Çünkü stok bir sonuçtur, sistem ise neden.

Gıda arz güvenliğini tehdit eden üç temel gerçeklik artık görmezden gelinemez. Birincisi, iklim oynaklığı üretimi tahmin edilemez hale getirmiştir. İkincisi, girdi maliyetleri üreticinin üretim iştahını zayıflatmaktadır. Üçüncüsü ise pazar belirsizliği, çiftçinin neyi, ne kadar ve hangi koşulda üreteceğini öngörememesine yol açmaktadır. Bu üçlü baskı altında, sadece depo yaparak güvenlik sağlamak mümkün değildir.

Dünyadaki başarılı örnekler, gıda güvenliğinin bir akış yönetimi meselesi olduğunu göstermektedir. Ürün bazlı üretim planları, sözleşmeli alım mekanizmaları, lojistik ve işleme altyapısının önceden kurgulanması ve fiyat istikrarını gözeten pazar yönetişimi, sistemi ayakta tutan ana sütunlardır. Bu yaklaşımda üretici korunur, tüketici öngörülebilir fiyatla buluşur ve kamu kriz yönetmek yerine sistemi yönetir.

Tarım savunuculuğu burada net bir duruş gerektirir. Gıda arz güvenliği, afişlerle ve söylemlerle değil, veriyle konuşan, önceden planlanan ve pazara dayalı bir mimariyle sağlanır. Depolar elbette gereklidir ancak ancak doğru sistemin içinde anlamlıdır.

Sonuç olarak mesele şudur. Gıdayı depolayarak mı korumaya çalışacağız, yoksa üretimi, pazarı ve lojistiği birlikte yöneten bir sistemi mi kuracağız. Gerçek güvenlik, ikinci yolu seçebilen toplumların payına düşecektir.

TARIM SAVUNUCUSU

Yorum Gönder

0 Yorumlar