Flash

6/recent/ticker-posts

İTHALAT ÇÖZÜM DEĞİL, SİNYAL YÖNETİMİDİR

 



İTHALAT ÇÖZÜM DEĞİL, SİNYAL YÖNETİMİDİR

→ İthalat, kriz değil strateji yönetimiyle anlam kazanır

Küresel ölçekte gıda arzı kadar arzın yönetimi de artık bir ulusal güvenlik konusudur. İthalat bu yönetimin en hassas aracıdır çünkü sadece dış ticaret işlemi değil, üreticiye ve tüketiciye verilen bir sinyaldir. Bu sinyal doğru tasarlanmadığında, fiyatı geçici olarak düşürür ama üretim kapasitesini kalıcı biçimde zayıflatır. Kısa vadede ithalat, raf fiyatını kontrol altına alıyor gibi görünür; uzun vadede ise üretim motivasyonunu, yatırım kararlarını ve kırsal istikrarı bozan bir etki üretir.

Tarım piyasasında fiyat dalgalanmaları genellikle arz açığı değil, öngörü eksikliğinden kaynaklanır. Kriz dönemlerinde plansız ithalat kararı alındığında, çiftçi bir sonraki sezonda hangi ürünü ekmesi gerektiğini bilemez hale gelir. Bu belirsizlik, hem üretim alanlarının daralmasına hem de ürün bazlı sürdürülebilirliğin bozulmasına neden olur. Oysa ithalat, sadece fiyat dengesini sağlamak için değil, piyasanın doğru zamanda doğru sinyali alması için kullanılmalıdır.

İthalat politikalarının öngörülebilir olmaması yatırımcıyı da üreticiyi de caydırır. Tarımda uzun vadeli plan yapmanın ön koşulu, pazarın yönünü görebilmektir. Eğer ithalat kararları siyasi ya da kısa vadeli baskılarla alınırsa, üretici her yıl aynı riski yeniden taşır. Bu da tarımsal yatırımların durmasına, teknoloji adaptasyonunun yavaşlamasına ve kayıt dışı üretimin büyümesine yol açar. Çünkü belirsizlik, planlı üretimi değil, tepkisel üretimi teşvik eder.

İthalatın bir diğer etkisi kayıt dışılığı körüklemesidir. Fiyatı dengelemek için yapılan ani ithalat hamleleri, özellikle küçük üreticinin ürününü değerinin altında satmasına yol açar. Bu durumda üretici, resmi kanallar yerine kayıt dışı satış ve informal ticaret yollarına yönelir. Böylece kısa vadede stok artar gibi görünür, ama sistemin verisi bozulur. Devletin de piyasayı sağlıklı okuma kabiliyeti zayıflar. Aslında ithalat, denge unsuru olacağı yerde bilgi kirliliği üreten bir araç haline gelir.

Bu kısır döngüyü kırmanın yolu ithalatı yasaklamak değil, yönetilebilir hale getirmektir. Bunun için bir “Ulusal İthalat Karar Matrisi” oluşturulmalıdır. Her ürün için arz açığı, depolama kapasitesi, ihracat potansiyeli ve tüketim trendi veriye dayalı biçimde izlenmeli, ithalat kararı buna göre takvimli biçimde ilan edilmelidir. Ayrıca “Ürün Bazlı Arz Açığı Endeksi” geliştirilmeli, hangi üründe hangi dönem ithalat yapılabileceği şeffaf bir sistem üzerinden paylaşılmalıdır.

Tarımda ithalatı yönetmek, üreticiyi cezalandırmak değil, piyasaya yön vermektir. Eğer ithalat bir refleks değil, bir strateji olarak kurgulanırsa hem üretici korunur hem tüketici istikrarlı fiyatla buluşur. Çünkü güçlü tarım ekonomileri, ithalatı yasaklayan değil, doğru zamanda ve doğru gerekçeyle kullanan ülkelerdir. Gerçek çözüm, stok değil sinyal yönetimidir.

Yorum Gönder

0 Yorumlar