TOPRAK SAĞLIĞI, VERİMDEN ÖNCE GELİR
→ Toprağı kaybeden, verimi de geleceği de kaybeder
Tarımda verim tartışması çoğu zaman hektar başına tonla ölçülür. Oysa gerçek verim, birkaç sezonluk yükseliş değil, on yıllarca sürdürülebilen üretim kapasitesidir. Bu kapasitenin adı toprak sağlığıdır. Toprak sağlığı bozulduğunda, bugün alınan yüksek verim artışı çoğu zaman geçicidir. Çünkü sistem, toprağın suyu tutma gücünü, besin döngüsünü, biyolojik yaşamını ve yapısal dayanıklılığını kaybettikçe, verim artışı daha fazla girdiyle satın alınan kırılgan bir başarıya dönüşür.
Birinci gerçek, organik madde düştüğünde toprağın su tutma kapasitesinin zayıflamasıdır. Organik madde, toprağın süngeri ve tampon mekanizmasıdır. Azaldığında yağışın toprağa sızması düşer, yüzey akışı artar, kurak dönemde bitkinin erişebileceği su hızla azalır. Bu, hem sulama ihtiyacını büyütür hem de üretim maliyetini artırır. Daha kritik olan ise şudur. Su yönetimi zayıflayınca, iklim dalgalanmaları doğrudan verime yansır. Yani verim, toprağın değil havanın insafına bırakılır.
İkinci gerçek, erozyonun verimi ve maliyeti aynı anda bozmasıdır. Erozyon sadece toprağın taşınması değildir, en değerli üst katmanın, yani humusun, mikroorganizma yaşamının ve bitkinin beslendiği ince yapının kaybıdır. Üst katman gittiğinde verim düşer, düşen verimi telafi etmek için daha fazla girdi kullanılır. Bu da çiftçiyi maliyet sarmalına iter. Ayrıca erozyon, tarımsal altyapıyı ve su kaynaklarını da olumsuz etkiler. Böylece sorun, tek parselin değil havzanın problemi haline gelir.
Üçüncü gerçek, yanlış veya dengesiz gübrelemenin toprağı yormasıdır. Toprağı sadece kimyasal bir ortam gibi görmek, kısa vadede sonuç verebilir, uzun vadede toprağın biyolojik dengesini bozar. Yanlış doz, yanlış zaman, yanlış form, tuzluluk ve asitleşme risklerini büyütür, toprak yapısını sıkıştırır, kök gelişimini sınırlar. Toprak yorulduğunda çiftçi daha çok gübre atar, daha çok maliyet üstlenir, fakat her ek girdi aynı verim artışını üretmez. Verim artışı plato yapar, maliyet yükselmeye devam eder.
Çözüm paketi üç sütunla kurulmalıdır. Birincisi, ölçülebilir ve karşılaştırılabilir bir Toprak Sağlığı Endeksi. Bu endeks, organik madde, pH, tuzluluk, tekstür, infiltrasyon, biyolojik aktivite gibi göstergeleri tek bir çerçevede izlemeyi hedefler. İkincisi, sahada uygulanabilir zorunlu analiz ve düzenli izleme. Analiz, rapor üretmek için değil karar almak için yapılmalıdır. Üçüncüsü, toprağı iyileştiren uygulamaları yaygınlaştıracak rejeneratif uygulama teşvikleri. Örtü bitkisi, münavebe, azaltılmış toprak işleme, organik madde geri kazandırma, kompost ve doğru mera yönetimi gibi araçlar, bölge koşullarına göre planlanmalı ve performansa dayalı şekilde desteklenmelidir.
Tarım savunuculuğu, sadece bugünün fiyatını değil, yarının üretim kapasitesini koruma iradesidir. Toprak sağlığı, verimden önce gelir, çünkü toprağı güçlendirmeden kurulan her verim artışı, geleceğin bütçesinden harcanan bir avanstır. Toprağı koruyan, ülkenin gıdasını, gelirini ve egemenliğini korur.

0 Yorumlar